Doğu Türkistan'daki Zulme Dur De! Uygur Türkleri Yalnız Değildir!

Doğu Türkistan'daki Zulme Dur De! Uygur Türkleri Yalnız Değildir!

Başlama tarihi:
26 Şubat 2021
Muhatap:
Cumhurbaşkanlığı ve
İmzalar: 10.577Sonraki Hedef: 15.000
Hemen destekle

Bu kampanya neden önemli?

Çin'in son yıllarda Doğu Türkistan'da yaşayan Müslüman topluma getirdiği yasaklar, büyük bir katliama neden olmaktadır. Doğu Türkistan halkına yaşatılan zulüm, gün geçtikçe büyümekte, yaşamını yitirenlerin sayısı her geçen gün yükselmektedir.

Çin Devleti, bölgeye başörtüsü, namaz ve oruç gibi kısıtlamaları ardı arkası kesilmeksizin getirmektedir.

Dünyanın en güçlü ekonomisine sahip 22 ülkesi, imzaladıkları ortak bir bildiriyle Çin'in kuzey batısındaki Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde (Doğu Türkistan) yer alan toplama kamplarındaki zorla alıkoyma ve Müslümanlara ve azınlıklara yönelik hak ihlallerinin bir an önce son bulması için Pekin yönetimine çağrıda bulundu. 

Çin’in uluslararası yükümlülüklerini yerine getirmesi gerektiğini vurgulayan mektupta “Sincan ve Çin genelinde din ve inanç özgürlükleri de dâhil olmak üzere insan haklarına ve temel özgürlüklere saygı göstermeye çağırıyoruz” denildi. 

22 ülkenin temsilcileri, “Çin'i, Sincan'da Uygur Türkleri ve diğer Müslüman topluluklara mensup azınlıkları keyfi göz altılardan, serbest dolaşım haklarını ellerinden almaktan uzak durmaya davet ediyoruz" ifadelerini kullandı.

Büyükelçilerinin imzasının bulunduğu 22 ülke sırasıyla şöyle:

ABD, Almanya, Avustralya, Avusturya, Belçika, Danimarka, Estonya, Fransa, Hollanda, İngiltere, İrlanda, İspanya, İsveç, İsviçre, İzlanda, Japonya, Kanada, Kuzey İrlanda, Letonya, Litvanya, Lüksemburg, Norveç ve Yeni Zelanda.

İmzacı ülkeler arasında herhangi bir İslam ülkesinin temsilcisinin, DAHA DA KÖTÜSÜ TÜRKİYE'nin İMZASI BULUNMUYOR!

2016 yılından bu yana Doğu Türkistan'da insanlık tarihinin yüz karası olarak kabul edilen sözde “eğitim kampları” açıldığı ve BM Genel Kurulunda da ifade edildiği şekliyle 1 milyonun üzerinde Uygur ve Kazak etnik azınlığın buralarda belirli sürelerde tutulduğu bilinmektedir.

Çin resmi açıklamalarına göre bu sözde kamplarda “aşırılık ve ayrılıkçılık mücadele, meslek edindirme ve kanunlar hakkında bilgilendirmeler yapıldığı” ifade edilmiştir. Fakat sözde eğitimini tamamlayıp bir şekilde hür dünyaya çıkabilenlerin şahitlikleri ve bölgeye davet edilen gazetecilerin gözlemlerinden de anlaşıldığı üzere Çin devlet yetkililerinin gerçekleri gizlediği anlaşılmaktadır.

Bununla birlikte bölgede Çin resmi görevlilerinin, insanların rızaları dışında evlerinden 1 ila 3 ay arasında yatılı kaldığı, genç kızların Çinli erkeklerle evlenmeye zorlandığı, sözde aşırılık ve ayrılıkçılıkla mücadele adına bölge halkının dini ve milli değerlerinin aşağılandığı, insanlara kamplarda yaşadıklarını kimseyle paylaşmayacağına dair kefaletnameler imzalatıldığı, Çin Komünist Partisi’ne sadakatin olmazsa olmaz bir hedef olarak belirlendiğine dair ciddi insan hakları ihlalleri yaşandığı anlaşılmaktadır.

Keyfi uygulamaların, hakaret, işkence, tecavüz gibi ağır insan hakları ihlallerinin sıradanlaştığı sözde eğitim kamplarının ivedilikle kapatılarak, uluslararası bağımsız komisyonlarca araştırılmasını, tespit edilecek ihlallerden doğan sorumluluğun Çin Devlet yetkililerinden sorulmasını ve Doğu Türkistan'da (Uygur Özerk Bölgesi) insani normların hayata geçirilmesi hususunda Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin gereğini yapmasını Yüce Milletimiz adına arz ve talep etmekteyiz.

Hemen destekle
İmzalar: 10.577Sonraki Hedef: 15.000
Hemen destekle
Kampanyayı paylaşmak için bu QR kodunu da kullanabilirsin.QR Kodu İndir