Türkiye florası ve faunası, yüksek çeşitliliği ile çok büyük öneme sahiptir. Her geçen gün, küresel ısınma, kontrolsüz şehirleşme, kirlilik, avcılık gibi büyük kıyımlar ile biyolojik çeşitliliğimiz yitip gitmektedir. Yaygın olarak doğadan yasadışı şekilde toplanan bitki ve hayvanlar ile biyolojik çeşitliliğimiz bir darbe daha almaktadır. Biyokaçakçılık olarak adlandırılan bu durumun temelinde, yaban hayvanlarının ya da bitki türlerinin ticareti ile kazanç elde etme amacı bulunmaktadır. 

Geçtiğimiz günlerde Silivri’nin Fenerköy mahallesinde nesli tehlike altında olan, sayıları gün geçtikçe azalan şah kartal yavrusu yuvadan çalındı.
Çalan kişiler profesyonel bir şekilde yuvanın olduğu ağaca çıkmış, yuvayı bozmuş ve içindeki şah kartal yavrusunu almış. Geriye ağaca çıkmada kullandıkları karabina ve ipleri bırakmışlar.
Henüz yuvadan uçamayan yavru kartal yurt içi veya yurt dışına satılma amaçlı ya da başka hayvan türlerinin avlanmasında kullanılmak üzere yuvadan alındığı düşünülüyor.

Şah kartal Türkiye faunasında yer alan bilimsel adı “Aquila heliaca” olan nesli küresel ölçekte tehlike altında olan ve IUCN Kırmızı Liste verilerine göre VU (Hassas) statüsünde yer almakta olan iri bir kartal türüdür. Kartallar  besin ağında yukarı trofik seviyelerde yer aldıkları için, ekolojik açıdan ve ülkemiz mirası için çok önemlidir. 

Ülkemizde şah kartal yavrusu gibi her yıl binlerce nesli tehlike altında olan yırtıcı kuş yavrusu ve yumurtası biyokaçakçılığa kurban gidiyor. Biyokaçakçılık ile mücadele kapsamında uygulanan cezalar maalesef kolaylıkla karşılanabilir nitelikte olup, caydırıcı nitelik taşımamaktadır. Bu sebeple biyokaçakçılık ile mücadele konusunda etkili olamamaktadır. 

Biyokaçakçılık ile mücadele kapsamında uygulanan cezalar arttırılsın!
Yavru kartalı çalan kişiler bulunsun ve caydırıcı nitelikteki en ağır cezayı alsınlar!